‘Dünya ikincisi’ apoletli Hırvatistan karşısında sergilenen futbol ve elde edilen zafer hepimizi gururlandırdı. Maç fazlasıyla liderlik koltuğuna kurulduk. Hem rakipten rövanşı aldık hem de grupta psikolojik üstünlüğü elimize geçirdik. Tarihe geçen bu galibiyetin ardından EURO 2024 kapılarını ardına kadar açtık.
Teknik heyet değişimi semeresini vermiş. Teknik direktörlerin gelişi ekseriyetle ilk sınavlarda takımlar üzerinde pozitif etki sağlar. Açıkçası bu kadar kısa zaman zarfında bu denli olumlu değişimi beklemiyorduk. Stefan Kuntz’la dibe vuran Ay-Yıldızlı ekibimiz, ölü toprağını üzerinden atarak Montella komutasında adeta bembeyaz bir sayfa açtı.
İtalyan teknik adamın kusursuz planı tıkır tıkır işledi. Oyuncular mental anlamda maça çok iyi hazırlanmış. Savunmanın önünde görev yapan ‘çift çapa’ Salih Özcan ve İsmail Yüksek ile güçlü rakibin orta sahasına üstünlük kurduk. İki oyuncu rakibe yaptıkları baskı ve yüksek pas yüzdeleriyle dikkat çekerken, takım savunmasında önemli rol aldılar. Özellikle maçın ilk yarısında kalecimiz Uğurcan Çakır yere bile yatmadı desek abartmış olmayız. Salih ve İsmail’in dinamizmi, yüksek temposu ve mücadele gücü nedeniyle Abdülkerim-Samet ikilisine de bu bölümde fazla iş düşmedi.
Montella’nın atletik özellikleri yüksek, iki sprinter Kerem ve Barış Alper Yılmaz tercihi de son derece doğru karardı. İki futbolcu, Manchester City’nin bonservisine 90 milyon euro ödediği Gvardiol’a zor anlar yaşattılar. Barış Alper’in etkili plasesiyle rakibi tehdit eden ilk atağı yaptık. İlk dakikalarda adeta kalesine duvar örerek skorun dengede kalmasını sağlayan Livakovic’in hatalı çıkışında Barış Alper cezayı kesti. Dominasyonu, skor üstünlüğünü elimize geçirerek taçlandırdık. İki futbolcu final paslarında ve vuruşlarında daha konsantre olsalar maçı ilk yarıda da koparabilirdik.
İkinci yarıda 60. dakikadan sonra Hırvatistan oyunda kontrolü eline aldı. Özellikle bu periyotta savunmamızdan dönen topları alamadık. Bu toplar bize atak olarak döndü. Oyuna sonradan dahil olan Lovro Majer etkili driplingleri ve pasları ile savunmamıza zor anlar yaşattı. Dalic, Trabzonspor’un yaz transfer döneminde renklerine bağlamak istediği Petkovic’i de gol umudu olarak sahaya attı.
Hırvatlar’ın yakaladığı net pozisyonda Cenk Özkaçar’ın ters kademeye girerek Petkovic’ten önce topu kornere atması takdire şayandı. Yine de oyuncularımız bu bölümde ‘kolektif’ bir ruhla takım savunmasını çok iyi kotardı. Taze kuvvet Kenan, Bertuğ ve Yunus’un oyuna girmesi de takımımızın mücadele gücü ve enerjisini artırdı.
Hülasa, son yıllarda izlediğimiz en derli toplu ve en organize Milli Takımdı. Ancak sportif organizasyonlarda istikrar problemimiz olduğunu da unutmayalım. Pazar günü oynayacağımız Letonya sınavı çok kritik. Zira bu tür maçlarda konsantrasyon sıkıntısı baş gösteriyor. Hırvatistan zaferinin anlamlı gelebilmesi için Letonya karşılaşmasından da 3 puan çıkarmamız elzem. Denizi geçip çayda boğulduğumuz, bizden düşük kalibreli takımlara kaybettiğimiz maçlar o kadar çok ki. Aman dikkat…